Selamlar,
Eğer 2009 yapımı tek bir film izleme hakkınız olsa tercihinizi bu filmden yana yapın diyecek kadar ileri gidiyorum.
Basmakalıp uzaylı filmlerinin çok ötesinde zaten ilk başlarda ‘Gemi Washington’a veya New York’a değil, şaşırtıcı bir biçimde Johannesburg’a indi’ demesi filmin pek de benzerleriyle ortak noktalar taşımadığını gösteriyor.
Gelelim konuya, kendi gezegenlerinin yaşanmaz hale gelmesi ile Dünya’ya mülteci sıfatıyla yerleşmiş ve Güney Afrika’da Johannesburg kentinin gettolarında yaşayan uzaylı halkı, Uzaylılarla ilgilenmekle görevli Hükümet Görevlisi’nin kendi biyoteknolojilerine maruz kalması ve vücudunun buna reaksiyon göstermesiyle olan olayları izliyoruz.
Film bilimkurgu olmasına rağmen o kadar gerçekçi ki (zaten yarı-dökümanter şeklinde çekilmiş) filmin tahliye sahnesine kadar olan ilk 15-20 dk sonrasını bir kahvede falan ‘dayı bak dünyada neler oluyor’ diye jeneriği göstermeden izletilirse %80inin uzaylıların dünyaya indiğine inanacağını düşünmekteyim. Yönetmen Neill Blomkamp bu yarı gerçekçi bilimkurgu tarzını diğer filmlerinde de güzel bir biçimde yansıtıyor zaten.
Son olarak filmin çekildiği mekanın insanlara yapılan eziyetin beşiklerinden biri olan Güney Afrika’da olması ve gerçek hayatta ezilen halkın kendinden daha alçak gördükleri bir yaşam formuyla karşılaştıklarında nasıl da efendileri gibi davrandıklarını göstermesi, sosyologlardan bir tanesinin ‘işçi sınıfı onlar, emir almaya alışıklar’ demesi, yani maharet gelişmiş silahlarda değil kullanabilme yeteneğinde ve Christopher gibi tek tük anasının gözü olan uzaylı da bulunması, ve bu ezilmiş halkın lideri sıfatıyla halkını kurtarmaya çalışması ile sosyal mesaj içerikli bir film olmuş.
Tüm bilimkurgu sevenleri eğer hala gözden kaçtıysa filmi izlemeye davet ediyorum.
Sevgiler,
EB